''Dijital Oyunlarla Çocukları Tedavi Bile Edebiliriz''

27 Mart 2018

Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği Programının düzenlediği Eğitimde Oyunlaştırma panelinde, dijital neslin oyun alışkanlıkları, oyunun ve eğitici oyuncakların çocuklar üzerindeki etkileri ele alındı.

UNICEF çatısı altında Türkiyeli ve Suriyeli çocukların kaynaşmasını sağlamak adına çeşitli çalışmalar yürüten UNICEF Türkiye Sosyal Uyum Programı Danışmanı Musa Akgül, oyun aracılığıyla binlerce çocuğun ön yargılardan uzaklaştığını, bağ kurduğunu ifade etti. Çocukların sadece bilgi yoluyla farklı kültürleri benimsemelerinin, birlikte yaşamayı öğrenmelerinin mümkün olmadığını, bilginin yanında beceri ve psikolojinin de yer aldığı eğitim programları ve oyunlara ihtiyaç olduğunu kaydeden Akgül, oyunlar aracılığıyla 280 bin Türkiyeli ve Suriyeli çocuğa ulaştıklarını dile getirdi.

Oyunlaştırmanın eğitimcilerin hayatında önemli bir araç olduğunu, aylarca, yıllarca uğraşılıp elde edilmeye çalışılan öğrenme çıktılarının oyunlaştırma yoluyla çok daha hızlı ve etkin elde edilebildiğinin altını çizen Akgül, “Oyun sadece çocukların değil herkesin hayatında önemli bir yer tutuyor. Oyunu araç olarak kullanarak farklı çıktılar elde edebiliriz. Çünkü oyun çocukluğumuzdan itibaren hayatımızda yer alıyor. Bu yüzden eğitimde de sosyal alanda da kullanmaya önem vermeliyiz.” diye konuştu.

“Yaratıcılık hayali besliyor”

Yaşamın ilk yıllarında beynin daha hızlı geliştiğini, öğrenme hızının zamanla düştüğünü söyleyen Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Belgin Parlakyıldız, bu nedenle okul öncesi dönemin hem akademik beceriler hem de yaşam becerileri açısından kritik bir dönem olduğunu; bu dönemden itibaren çocukların bilişsel, dil, sosyal, hareket ve duygusal etkileşim alanlarının eş güdümlü olarak desteklenmesi gerektiğini kaydetti.

Çocukların engin hayal gücünün öğretmenler ve ebeveynler tarafından oyunlarla sürekli desteklenmesi gerektiğini söyleyen Parlakyıldız, “Hayal gücü ile yaratıcılık arasında büyük bir bağ var. Yaratıcılık hayali besler. Öğretmenler çocukların hayal etme güçleriyle eğitici etkinlikleri ve oyunları birleştirerek sağlıklı bir eğitim süreci ortaya koyabilir.” dedi.

"Dijital oyunlarla çocukları tedavi bile edebiliriz"

Konuşmasında teknolojinin eğitime uyarlanması gerektiğinin altını çizen Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdal Seven, öğretmenlerin çocukların yaşına uygun, teknolojiyle uyumlu eğitim programları hazırlamasının elzem olduğunu ifade etti.

Eğitim sisteminin teknolojinin arkasında kaldığını, çocuğun öğrenmek istediklerini Youtube videolarından öğrenmiş olarak öğretmenin karşısına çıktığını dile getiren Seven, buna karşılık öğretmenin ise siyah beyaz bir fotokopiyi boyaması amacıyla öğrenciye sunmasının okulda sıkılan, video izlerken mutlu olan çocukları ortaya çıkardığını vurguladı.

Eğitimde dijital oyunları, çocukları motive etmek, onların mevcut bilgilerini geliştirmek ve problem çözmelerine yardımcı olmak amaçlarıyla kullanılabileceğini belirten Seven, şöyle devam etti:

“Çocuğun travması neredeyse ona yönelik hazırlanan dijital oyunlar çocuğu tedavi bile edebilir. Disleksi, tuvalet alışkanlığı, yemek alışkanlığı kazanma gibi çeşitli durumlarla ilgili oyunlar geliştirilebilir. Ticari amaçlı oyunlar çok fazla, eğitim amaçlı oyun ise neredeyse yok. Eğitim programcısı ve psikologların birlikte çalışıp oyun üretmesi gerekiyor. Çocukları doğru uygulamalara yönlendirmeliyiz.”